|


|


|

YEŞİLDERE MAHALLESİ

YEŞİLDERE 

Kuyucak ile mesafesi: 36 kilometredir.

Rakım: 875 metredir.

Köyün Adı Nereden Gelmektedir: Köy, yeşilliğinin çok fazla olmasından dolayı Yeşildere adı ile anılmıştır. Eskiden köy üç farklı mahalle ismiyle anılırken daha sonra tek bir isimle anılmaya başlanmıştır.

Hane Sayısı: 120 hane bulunmaktadır.

Mahalle Adları: Samancıoğlu Mahallesi,  Hatıplar Mahallesi,  Değirmenyaka Mahallesi, Hasanlardağı Mahallesi’dir.

Dere Adları: Koca Dere ve Kaçan Dere olmak üzere iki dere bulunmaktadır. Köyün içme suyu ihtiyacı Kaçan Dere’den karşılanmaktadır.

Köyün Ekonomisi ve Geçim Kaynakları: Başlıca geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır.

Yetiştirilen Ürünler: Köyün kestanesi meşhurdur. Napolyon Kiraz ve ceviz de yetiştirilmektedir.

Köydeki Yapılar: Sağlık Evi, Yeşildere Camii, Yeşildere İlköğretim Okulu bulunmaktadır. Köyde 2 tane köy mezarlığı bulunmaktadır. Samancıoğlu Mezarlığı ve Kaçan Mezarlığı’dır. 1 tane çocuk parkı vardır.

Meşhur Bitkiler: Dağ kekiği, ebegümeci, ısırgan otu, cennet elması kurusudur. Özellikle cennet elması kurusu satışı yöre halkına ekonomik olarak katkı sağlamaktadır.

Meşhur Yemekler: Yöreye özgü en meşhur yemek kuru fasulyedir. Yine köyde yetişen çeşitli otlardan yapılan kavurma türü yemekler oldukça lezzetlidir.

Düğün Adetleri: Köy halkından alınan bilgiye göreeskiden köyde genellikle birbirini görmeden görücü usulü ile evlenilirdi. Hatta nişanlanan çiftlerin birbirleriyle görüşmesi düğüne kadar ayıp sayılırdı. Söz kesildiğinde mendil verilirdi. Böylece nişanlanmış olunurdu. Kına geceleri ise kız evinde yapılır ve gelen misafirlere çerez dağıtılırdı. Sonra tefler çalınarak oynanırdı. Düğün günü geline üç etek giydirilirdi. Al duvak ile başı süslenirdi. Çeşitli simli ve oyalı dastar adı verilen tülbentlerle gelin başı düzülürdü. Köyde yaşlı ve bu konuda bilgili kadınlara “gelin başı düzücü” denilirdi. Gelinin çeyizi de atın üstünde götürülürdü. Atın bir tarafında sandığı diğer yanında ise gelinin yatak ve yorganı bulunurdu. Gelinle beraber kız evinden bu şekilde çeyizi de taşınırdı. Oğlan evine gidene kadar yol boyunca tefler çalınır türküler eşliğinde düğün evine varılırdı. Yemekler yenir, düğünün yapılacağı meydanda eğlenceler tertiplenerek üç gün süren düğünler yapılırdı.

Geleneksel Meslekler: Dokumacılık köyde nesilden nesile aktarılan geleneksel bir meslektir. Yeşildere köyünde su değirmenciliği çok eski geleneksel mesleklerdendir. Köyün son su değirmencisi 1941 doğumlu Hüseyin Yaşar’dır. Köyde yetişen her türlü hububat bu değirmenlerde öğütülüp un haline getirilirdi. Bu nedenle su değirmenleri zamanın en çok ihtiyaç duyulan tahıl işleme ve üretim mekanlarıydı.

Geleneksel Adetler: Köyde “Dedeler” adıyla anılan bir türbe bulunmaktadır. Köylüler yaz mevsiminde özellikle kuraklık zamanlarında yağmur duası yapmaktadırlar. Bu adet köyün dini-geleneksel ritüelleri açısından oldukça önemlidir. Ayrıca Dedeler Türbesi’nde çeşitli nedenlerle adanmış olan kurbanlar kesilmekte ve “hayır” adı verilen adetler yerine getirilmektedir. Köy halkından edinilen bilgilere göre nazar değmesinin köydeki karşılığı “göz inmesi” dir. Köyde çeşitli nazar uygulamaları bulunmaktadır. Geleneksel inanışa göre nazar değmesini önlemek için ölü bir kaplumbağa bulunur en verimli sebzeliğin olduğu yere veya bir ağaca asılır. Yine nazar değmemesi için domuzun azı dişi ağaçlara, evin önüne, bahçeye bağlanır. Ayrıca nazar değdiği düşünülen kişinin başında kurşun dökülmesi ve tütsü yakılması da halk arasındaki yaygın inanışlar arasındadır.

Bir diğer geleneksel uygulama ise “çıtlık oyulması” dır. Geleneksel Türk Kültürü’nde Çıtlık ağacından yapılan nazarlıkların tarihçesi oldukça eskidir. Halk inançlarımızın zenginliğine bakıldığında korunması gereken kültürel bir mirastır. Çıtlık ağacından yapılan nazarlıkların en güzel örneklerine Yeşildere köyünde rastlamaktayız. Çıtlık ağacı, çitlenbik, dağan, dağdağan, tağınaç gibi değişik adlarla anılmaktadır. Bu ağaç her türlü zor hava şartlarına dayanabilen bir ağaç türüdür. Türk kültür geleneğinde çıtlık ağacı daima özel bir yere sahip olmuştur. Türk kültüründe yaşam ağacına dünya ağacı da denilmekteydi. Dünyayı ortasından öte aleme ve demirkazık yıldızına bağlayan bir ağaç olduğundan ve bu ağacın dallarından şamanların gök yüzüne seyahat ettikleri inancı da yaygın bir inançtır.

 Çıtlık ağacının oyulması ile bu nazar değmesi veya göz inmesinin engellenebileceği inancı köy halkı arasında yaygın bir uygulamadır. Köylü Çıtlık ağacından yapılmış bir tür nazarlık kullanarak göz inmesinden kendini koruduğuna inanmaktadır. Bu nazarlık hayvanların boynuna da asılmaktadır. Yine köylüler tarafından Üzerlik Otu da yakılmaktadır. Fakat bu uygulama nazardan korunmak için değil hayır içindir.

Geleneksel Halk Oyunları: Sepetçioğlu Oyunu köy kadınlarının oynadığı geleneksel köy oyunlarındandır. Köyün erkekleri ise Aydın Zeybeği oynamaktadır.

Köyde Oynanan Diğer Oyunlar: Köyde genç kızlar zaman zaman toplanır ve kendi aralarında halk oyunları oynayarak eğlenirlerdi. Bu oyunlardan biri de: ortada büyük bir ateş yakılır kızlar etrafında daire şeklinde otururdu. Daire başı denilen kız eline bir değnek alır bu değnek ile hangi kıza hafifçe vurursa o kalkıp oynardı. Böylece eğlence sabaha kadar türküler söylenip oynayarak devam ederdi.

Meşhur Türküler: Sepetçioğlu Türküsü

Sepetçioğlu ormandan gel ormandan

Yeni ayrılmış delikanlı oğlandan

 

Sepetçioğlu sepetini satamamış

Bir kızınlan bir kızına bakamamış

 

Sepetçioğlu indi mi gelir aşağıdan

Salıvermiş ince belli kuşağı

 

Durmalı Ya

Yol kıyına durmalı ya

Yârin asker olmalı ya

Yârin askere gider ise

Üç gün olsun durmalı ya

 

 

Yol kıyında evlerimiz

Ne çok bizim sevilerimiz

Birbirimizi severken

Allah ayırdı bizi.

Yeşildere Mahalle Camii

Yeşildere İlkokulu

 

Copyrigt © 2022 Kuyucak Belediyesi ® Her Hakkı Saklıdır..