ARAMA
Kuyucak Belediyesi

BELENOVA MAHALLESİ

Geri
BELENOVA MAHALLESİ

BELENOVA MAHALLESİ

Kuyucak ile mesafesi: 28 kilometredir.

Rakım: 1050 metredir.

Köyün Adı Nereden Gelmektedir: Belen; geçit anlamındadır. Köyün aşağı tarafı da ova olduğundan dolayı bu iki kelime birleştirilerek köye isim olmuştur. Bu yol ve geçit sürekli kullanılan bir güzergahtır. Köyün ataları olarak yörükler kabul edilmektedir. Bu yörükler özellikle küçük baş hayvancılık yapmaktadırlar.

Hane Sayısı: 85 hanedir.

Mahalle Adları: Belenova ve Sorguncuk Mahallesi’dir.

Köyün Ekonomisi ve Geçim Kaynakları: Tarım ve hayvancılık başlıca geçim kaynaklarındandır. Köy halkının üretmiş olduğu çeşitli ürünler pazar günleri Sosyal Tesisler’de satılmakta ve köy halkının ekonomisine büyük oranda katkı sağlamaktadır. 1960’lara kadar köyde kömür yapımı ve satışı da köy ekonomisine katkı sağlamıştır.

Yetiştirilen Ürünler: Elma, kiraz, kestane gibi ürünlerin yanı sıra barbunya, karnabahar, fasulye, lahana gibi pek çok ürün köyün verimli topraklarında ve ılıman ikliminde yetişmektedir.

Köydeki Yapılar: Köyde İl Özel İdaresi tarafından yaptırılan iki yapay gölet bulunmaktadır. Bu göletler özellikle sulama amaçlı kullanılmaktadır. Belenova Camii adında bir camisi de bulunmaktadır. Sorguncuk’ta ise Sorguncuk Camii bulunmaktadır. Kuyucak Belediyesi tarafından yaptırılan bir de Belenova Sosyal Tesisleri bulunmaktadır. Çok amaçlı bir Kültür Merkezi de Belenovalılara hizmet vermektedir. Belenova’da Köy Kültürünü Koruma ve Yaşatma Derneği de faaliyet göstermektedir. 1993 yılında Belenova, Ören, Yaylalı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi tarafından yaptırılan bir adet Soğuk Hava Tesisi de bulunmaktadır. Ayrıca köyde bulunan eski okul da Kültür Merkezine çevrilmiştir. Bir kısmı da Aile Hekimliği olarak hizmet vermektedir. Belenova ve Sorguncuk’ta iki tane mezarlık da vardır.

Meşhur Bitkiler: Kantaron, kekik, dalagan otudur. Kekik dağlardan, yaylalardan toplanır ve kurutulur. Çaya katılarak da tüketilmektedir. Kekik bir çanağın içine koyulur, üstüne su eklenir ve belli bir süre bekletilerek içilir. Kekik suyu antiseptik özelliği sayesinde boğaz ağrısı, ağız içi yaralarda etki edici özelliğe sahip şifalı bir bitkidir.

Kantaron Yapımı: Kantaron bitkisi toplanıp bir kavanoza koyulur ve üzerine yağ eklenir. Bir müddet bekledikten sonra kullanıma hazır hale gelir. Yaralar, cilt hastalıkları gibi pek çok alanda şifa amacıyla kullanılmaktadır.

Meşhur Yemekler: Kuru patlıcan dolmasıdır. Ekşili fasulyesi de meşhurdur. Köyde hayvan derisine basılarak yapılan tulum peyniri oldukça meşhurdur. Yağlı Böreği ve gözleme çeşitleri de oldukça meşhur yemeklerdendir. Köyde yapılan hayır adetlerinde de bu gözleme ve böreklerden dağıtılmaktadır. Ayrıca aşure de hayır olarak dağıtılan geleneksel bir tatlıdır. Köyde pekmez yapımı da geleneksel yöntemlerle devam ettirilmektedir. Bağbozumunda toplanan üzümler kurna içinde çiğnenerek ezilmektedir. Daha sonra bu üzüm şırası uzun süre kazanlarda odun ateşinde kaynatılmaktadır. Kıvam alması için içine özel beyaz pekmez toprağı atılmaktadır. Bu toprak pekmeze renk ve kıvamını vermektedir. Aynı zamanda bu yörenin böreği de meşhurdur. Börek yapımında öncelikle hamur yoğrulur ve mayalanmaya bırakılır. Daha sonra pekmez sulandırılır ve hamura sürülür. Hamur bükülerek yuvarlanır ve ocakta pişirilir. El böreği de denilmektedir. Geleneksel köy yemek kültüründe oldukça sevilen bir lezzettir. Un Çorbası da sevilen tatlar arasındadır. Tereyağ ve salça kavrulur içine suda ezilen un katılır. Şehriyesi de eklenir ve kıvam alıncaya kadar pişirilir. Ekşili Kuru Patlıcan Dolması ise hayırlarda ve düğünlerde hazırlanır. Halk dilinde “kavrukları böğürtlemek” olarak adlandırılan işlemle patlıcan kuruları hafifçe haşlanır. Daha sonra iç malzemesi hazırlanır. Pirinç, baharatlar, maydanoz, nar veya koruk ekşisi de eklenerek dolmalar hazırlanır ve pişirilir.

Peynir Yapımı: Hazır mayalar yokken hayvanlardan alınan iç yağ, bekletilip maya yapılırdı. Hayvanlar sağılır, bir kesenin içine koyulur suyu sıkılırdı. Bu işlem üst üste birkaç gün yapılırdı. Peynirin koyulacağı deri temizlenir, tuzlanır ve kurutulur. Ardından kesenin içindeki peynir derinin içine koyulur ve in denilen kuytu bir yerde üç ay kadar bekletilir ve kıvama gelen peynir bu şekilde hazırlanırdı. Genellikle Temmuz ayında koyulan peynir sonbaharda yenilmek üzere toprak altından çıkarılırdı. Derinin hazırlanması da meşakkatli bir işlemdir. Hayvanın derisi yüzülürken tek parça halinde çıkarılması gerekmektedir. Ancak bu şekilde deri peynir yapımında kullanılabilir. İn: Toprak altında serin ve kuru bir ortamdır. Peynir toprağın altına gömülür üç ay duran peynir Eylül-Ekim aylarında yenilmek üzere çıkarılırdı.

Erik Kurusu Yapımı: Erik kazanlarda kaynatılır sonra ince bir tabaka halinde dökülür ve kurutulur. Erik kurusu ezme olarak tüketildiği gibi yemeklere de lezzet vermesi için kullanılırdı. Dolma İçinde, fasulye veya patates yemeklerinde tercih edilirdi.

Düğün Adetleri: İki kişi kızın evine gider ve kız istenirdi. Mendil alınırdı böylece söz kesilmiş olurdu. Gelin çıkmadan önce çeyizi asılırdı. Çeşit çeşit yazmalar, giyecekler ve el işleri odalarda serilirdi. Kına gecesi kına karılır gelinin kayınvalidesi veya görümcesi kına yakardı. Tepsiler tef yapılır ve eğlenceler yapılırdı. Sabaha kadar bu eğlenceler sürerdi. Düğünler cuma gününden başlar. Cumartesi çeyiz almaya gidilirdi. Çeyizler at veya katır sırtında taşınırdı. Pazar günü gelin alma yapılır. Düğünlerde pazartesi günü bayrak dikilirdi. Böylece düğünler üç gün sürerdi. Düğün yemeği olarak kuru patlıcan dolması ve daha birçok yemek ikram edilmesi eski bir gelenektir. Kına merasimi iki bölümden oluşurdu. İlkinde üç- dört kadın bir araya gelir, kayınvalide veya görümce kınayı yakardı. Ertesi gün ise büyük kına yapılırdı. Pazar günü gelin alma yapılır, pazartesi günü ise duvak yapılırdı. Kına gecesi söylenen bir ağıt şöyledir:

Hani kızım kınan kutlu olsun.

Vardığın yerde dilin tatlı olsun.

Allah başını güldürsün. Sonunu güldürsün.”

Vardığın yer dilin datlı olsun

Kınan kutlu olsun kızım”

“ Aman kızım aman

Evimin direğiydin kızım

Katırlar bağlandı kaldı

Koyunlar sürülü kaldı”

Hoş geldiniz gelin alıcılar safa geldiniz

Gelin almaya mı geldiniz,

Can almaya mı geldiniz?”

şeklinde ağıtlar, türkü ve maniler eşliğinde gelin çıkarılırdı.

Önemli Dağlar ve Coğrafi Özellikleri: Karlık Mevkii olarak da geçen en önemli dağı Turnalı Dağı’dır. Köyün içme suyu ihtiyacı Karlık Dağı’ndan karşılanmaktadır. Belenova’nın iki tane yaylası bulunmaktadır. Küçükova ve Kocaova adındadır.

Geleneksel Meslekler: Boyunduruk ve saban yapımı köyün eski geleneksel meslek gruplarındandır. Köyde bu mesleği icra eden yaşlı boyunduruk ustası vefat etmiştir. Köydeki en yaşlı saban ustası olan 1910 doğumlu Himmet Sarıca 2014’te vefat etmiştir. Ormancılık Köyün bir diğer geleneksel mesleklerindendir. Motorlu testere kullanılmadan önce gulastar adı verilen el bıçkısı ile ağaçlar kesilirdi. Bu alet özel çelik malzemeden yapılırdı. Bıçkı gazyağı ile yağlanırdı. İki kişi karşılıklı tutarak kullanırlardı. Dokumacılık, koyunlardan elde edilen yünün iplik haline getirilmesi ile çok değişik alanlarda dokuma tezgahlarında çok amaçlı örtüler dokunmaktadır. Su değirmenciliği de Belenova’daki en eski geleneksel mesleklerden biridir. Tekneye darı veya buğday dökülür ve iki tane taşın arasında öğütülürdü. Değirmene gelen su ark denilen yerde tutulurdu. Çark suyun içinde döndükçe değirmen taşları da dönerdi. Daha sonra dokuma çuvallara doldurulan unlar hayvanlara yüklenerek evlere taşınırdı. Odun Kömürcülüğü, Karaçam dallarından odun kömürü üretimi özellikle 1950- 1960 yılları arasında oldukça yaygın bir meslekti. Köyde üretilen odun kömürü Kuyucak’a götürülüp satılırdı. Kaşıkçılık, Ağaç keser ile kesilir ve kabaca şekil verilirdi. Daha sonra ise kılavuz denilen bir alet ile içi oyulur ve ince şekil verilirdi. Köy halkı uzun yıllar bu şekilde kaşık üretmiş ve mutfaklarında kullanmıştır. Bu basit ve ilkel yöntem aslında doğal malzemeden üretilen doğal bir mutfak araç gerecidir. Fakat son yıllarda daha çok metal ağırlıklı malzemeden yapılan kaşıklar tercih edilmiştir.

Geleneksel Âdetler: Köyhâne Hayırları adı verilen hayırlar köylülerin verdiği destek ve dayanışma çerçevesinde yapılmaktadır. Bahar aylarında yapılan yağmur duası da köyün dini ritüelleri arasındadır. Köy halkı kuraklığa karşı yağmurun yağması ve bereketin artması için her bahar Ergediği ve Karlık Dağı’na çıkar ve orada namaz kılarak niyazda bulunmaktadırlar.

Köyün inanç unsuru taşıyan bir uygulaması daha mevcuttur. Köyde nazardan korunmak için üzerlerine dualı muska ve boncuk takmaktadırlar. Muskaların içine karaca otu ve çörekotu koymaktadırlar. Bu şekilde nazardan ve kötülüklerden korunacakları inancına sahiptirler. Düğünlerde ve hayır yapılan ortamlarda buhur tavası ile meşe közü üstünde buhur gezdirilmektedir. Bu uygulama da geçmişi oldukça eskiye dayanan bir düğün adetidir.

Keçi Kılından İplik Yapımı da yörede meşhurdur. Keçiden kırkılan kıllar kirman adı verilen aletle eğirilir ve iplik haline getirilirdi. Bu ip oldukça sağlam ve böceklerden koruması özelliği ile de birçok dokuma ürününde kullanılmakta idi.

Geleneksel Oyunlar: Koyun güderken çocuklar tarafından oynanan Çelik-çomak oyunu oldukça yaygındır. Tahta sopalar ve çomak adı verilen yine tahtadan yapılan malzemelerle oynanan bir oyundur. Dikme Taş, Kaydırma da çocukların oynadığı diğer oyunlardandır.

Yörede doğa yürüyüşü, dağcılık gibi sportif faaliyetler Aydın ve civarından gelen sporseverler tarafından sıklıkla yapılan etkinliklerdendir. Köyün yeşil ile iç içe temiz doğası oldukça cazip spor ve dinlenme etkinlikleri sunmaktadır. Belenova’da geçmiş yıllarda dört kez Elma Festivali yapılmıştır. Bu festivallerde bölgede yetişen elma tanıtılmış ve halkın birlikte kültürel bir faaliyete katılımı sağlanmıştır.

Belenova Kültür Merkezi

Bu bina 1962 yılında İmece usulüyle okul olarak yaptırılmıştır. 2012 yılında ise Köy Kültürünü Geliştirme Derneği projesiyle kültür merkezi olarak restore edilmiştir.

 

Vali Kerem Al tarafından yaptırılan geleneksel Belenova evi.

 

Geleneksel yüklük ve çeyiz sandığı.

 

Belenova Mahalle Camii.

 

Belenova eski mezarlıkta Osmanlı dönemine ait Osmanlıca mezar taşı.

 

Belenova eski mezarlıkta Osmanlı dönemine ait Osmanlıca mezar taşı.

 

Koyun derisine basılan meşhur tulum peynir.